Prof. Dr. Serdar Günaydın

Dünyada belki de kendinizi öz vatanınızda, evinizde hissedebileceğiniz şehir neresi derseniz Bakü’yü tek geçin. Geçmişle geleceğin birbirine nispet yaptığı ışıklar arasında kaybolacağınız tertemiz sıcacık bir yuva.

Şehrin en büyük özelliklerinden birisi “rüzgar”. O yüzden şehre “Bad-ı Küba” yani “rüzgarlar şehri” deniliyor. Bakü adının da, bu kelimelerin başındaki bölümlerden oluştuğu söyleniyor. Azeri kardeşler alışmışlar belli ki ama biz turistler bu rüzgârı hemen hissedebiliyoruz ilkbaharın ortasında bile. Hele Hazar denizi kıyısında yürürken. Yazı çok nemli ve sıcak kışı da çok soğuk olduğundan bahar aylarını öneriyoruz ziyaret için.

Yapılan arkeolojik araştırmalarda şehrin kuruluşunun MÖ.3 ile 1. bin yılları arasına kadar uzandığı tespit edilmiş. Ancak yine de şehrin tam olarak ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmiyor.

5-6. yüzyıllara ait “Sasani hazinesi” yine aynı dönemlerde burada yaşam olduğunun kanıtı. Aynı dönemlerde, şehrin: Bağavan, Ateş-i Bakvan olarak isimlendirildiği söyleniyor.

Arap kaynaklarında, 10. yüzyılda şehrin ismi “Bakuye, Baku” olarak geçiyor. 15. yüzyıla ait Rus kaynaklarında ise, şehir “Baka” olarak tanınmış. Azerbaycan SSCB yıkıldıktan sonra 1991 yılında tam bağımsızlığına kavuşmuş. 2003 yılında Haydar Aliyev’in vefatı ile göreve gelen İlham Aliyev halen Cumhurbaşkanlığını sürdürüyor.

2000’li yılların başından itibaren ise şehirde inanılmaz bir gelişim ve değişim görülmekte. Yeni altyapılar, binalar ve tesisler, şehrin hızlı gelişiminde büyük etki yaratmış. 21. Yüzyılda çağdaş ve modern bir dünya kenti artık Bakü. 3 milyona yaklaşan nüfusu ile tüm ülkenin üçte birine ev sahipliği yapıyor.

Şehir sahip olduğu zenginliklere rağmen çok mütevazı ve sıcak. Azeri, Rus ve Türk kültürlerinden esinlendiği tüm sokaklarda görülebiliyor. Tüm caddeler son dereceli güvenli. Türk’leri (Türkiye Türk’lerini) beklendiği gibi çok seviyorlar. O kadar ki bizimle konuşurken anlayabilelim diye özel ihtimam gösteriyorlar. Bir süre sonra zaten dile alışıyorsunuz. “Tek millet iki devlet” lafı kesinlikle doğru. Eğer yanlışlıkla “biz Türkler” filan diye cümleye başlarsanız “İstanbul’dan gelen Türkler” olarak düzeltirler unutmayınız.

Bakü’de ilk görmeniz gereken yerlerden biri ‘’İçeri Şehir’. Orta Doğunun en eski meskenlerinden biri. Alçak katlı taş evleri, yerleri taş döşeli daracık sokakları, tarihi yapıları ile sanki açık hava müzesinde geziyormuşsunuz gibi. ”Şirvanşahlar sarayı” ve ”Kız Kalesi”ni (Qız Qalası) ayrıntılı gezilecek yerlerden. İçeri şehir aynı zamanda hediyelik eşya almak için de en uygun yer.

Biraz dışarı yürürseniz karşınızda ‘’Deniz kenarı Milli Parkı’’ olarak adlandırılan Bakü Bulvarı. Bulvar büyüklüğüne göre Avrupa’da ikinci sıradaymış. Yol boyunca büyük AVM’ler, eğlence parkı, halı müzesi, müzikal havuz, çeşitli heykeller ve yat kulübü yer alıyor. Başka ülkelerden getirilmiş dekoratif ağaçlar ve çeşitli bitkilerle süslenmiş. Bulvarı boydan boya gezebilmek için trafiğe kapalı alanda trenler bulunuyor. Şehri daha iyi görebilmek için Hazar Denizi sahilinde tekne turu da yapabilirsiniz. Bulvarın sonlarına doğru, “Bayrak Meydanı” dünyanın en uzunu rekorunu kırarak Guinness’in Rekorlar kitabına giren bayrağı taşıyor. Bayrak direğinin yüksekliği 162 metre, genel kütlesi 220 ton, ölçüleri yaklaşık bir futbol sahasının büyüklüğü kadar. Geceleri ışık gösterileri ile güzelleşen “Alev Kuleleri” ve “Televizyon Kulesi” de bu bulvardaki özel yapılardan. Tamamı LED ekrandan ibaret olan, 190 m yüksekliğindeki kuleler, Bakü’deki en yüksek bina olarak alev şeklinde inşa edilmiş ve şehrin en uzak noktasından bile görünebiliyorlar. Yüksekliği 310 m olan Televizyon Kulesi de gece ışıklandırılması ile Bakü manzarasını güzelleştiriyor.

Hazar denizi kıyısında biraz doğuya doğru ilerlerseniz Şehitler Hiyabanı’na çıkan bir fünüküler göreceksiniz. Azeri Şehitliği ve 1918 Kafkas Harekatında önce Bakü’ye girerek Azerbaycan’ı sonra Karabağ ve Dağıstan’ı düşman işgalinden kurtaran 1130 Türk şehidi anısına dikilen anıt mezarları ziyaret edebilirsiniz.

Kent için tam bir sanat merkezi denilebilir. Müzik, opera salonları, sergiler, heykeller, anıtlar yılın hemen her döneminde yaygın olarak devam etmekte. En önemli merkez ise muhteşem bir şekilde tasarlanmış “Haydar Aliyev Kültür Merkezi”. 2007 yılında dünyanın en ünlü kadın mimarlarından Zaha Hadid tarafından tasarlanmış. İçinde konser salonu, konferans salonu, müze, kütüphane, sanat galerileri ve Haydar Aliyevin Müzesi bulunmakta. Dış görünümü ile de dikkat çekmekte. Kültür Merkezinin dış kaplaması 15.000 adet birbirinden farklı panel kullanılarak dalgalı şekilde yapılmış. Çevresi kocaman yeşil bir alandan, yapay gölden, değişik yapılardan oluşuyor.

Azerbaycan mutfağı Türk mutfağına çok yakın olduğu için yemek seçmekte zorlanmazsınız. Özellikle de yemekleri Güney Anadolu ve Doğu Anadolu tatlarına yakın. Çeşitli pilavları, yaprak dolması, patlıcan dolması, düşbere, lüle kebab, tike kebab, havyar, köfte bozbaş, çeşitli börekleri (qutabları), salata çeşitleri, baklavaları, değişik reçelleri yemeden dönmek olmaz. Reçellerden özellikle goz reçelini (ceviz), dut, malina (frambuaz) ve gilas reçelini (kiraz) tatmanızı öneririz. Otantik tatlar için Firuze, Mangal, Gazmag, Tongal, Nakçivan, Sahil restoranlarına gidebilirsiniz. Deniz kenarı bir yer olsun, denize de girebileyim diyorsanız biraz merkezden uzaklaşmanız gerekecektir. Pek çok restoranda dans ve müzik gösterileri de oluyor.

Bizce en geçerli ziyaret nedenlerinden biri de Formula-1 yarışları. Bakü son yıllarda F-1 için ev sahipliği yapıyor. Bir taşla pek çok kuş vurmak mümkün.

Türkiye’den Bakü’ye uçakla yılın her günü İstanbul’dan, haftanın belirli günleri Ankara’dan, sadece yaz ayları Antalya’dan, İzmir’den ve Bodrum’dan gidilebilir. Türk vatandaşları için havaalanında 10 dolar karşılığında 2 aylık vize veriliyor. Yeşil pasaportu olanlar için vizesiz 3 aylık kalma izni var. Havaalanından çıkışta adresinize gitmek için taksiler mevcut. Merkeze gitmek istiyorsanız 20-25 manat yeterli. Oteller hemen her bütçeye hitap edebiliyor. Son derece lüks ve temiz.

Kendinizi yabancı bir ülkede hissetmeyeceğiniz, farklı bir şehir, tarih ve kültür görüp nefis yemekler deneyimleyeceğiniz, kısa ve yorucu olmayan bir gezi için Bakü hemen yanımızda.