Prof. Dr. Fatma Berrin Ünsal
Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı
Eksik olan dişlerin yerine fonksiyon ve estetiği tekrar sağlamak amacıyla, çene kemiğine yerleştirilen, üzerine diş üst yapının uygulanacağı, titanyum ve zirkonyum gibi biyouyumlu malzemelerden yapılan vidalardır. Günümüzde tam veya kısmi dişsiz bölgelerin tedavisinde özellikle de hareketli protez uygulamalarına alternatif olarak tercih edilen bir tedavi yöntemi haline gelmiştir.
Diş çekimi sonrası implant ne zaman yerleştirilir?
İmplantları yerleştirilme zamanları farklı şekillerde tanımlanmasına karşın genel olarak;
– Hemen (İmmediat) Diş çekimi ile aynı seansta,
-Erken: Diş çekimi sonrası diş etinin iyileşmesinden sonra,
– Geç: Çene kemiğinin tamamen iyileşmesinden sonra implant uygulamaları yapılabilmektedir.
İmplantın yerleştirilmesi için uygun zaman diş hekiminin muayenesine ve alınacak röntgen ya da tomografi sonuçlarına göre karar verilir. Ayrıca kişinin genel sağlık durumu, sigara kullanımı, diyabet gibi durumları da dikkate alınır. İmplantın yerleştirileceği bölgede yeterli kemik yoksa öncelikle destekleyici cerrahi işlemler yapılır ve en az 4-6 ay gibi bekleme süreci sonrasında implant yerleştirilir.
İmplantın başarısı neye bağlıdır?
İmplant- çene kemiği arasındaki doğrudan yapısal ve fonksiyonel bağlantının (osseointegrasyon=implant kemik bütünleşmesi) ve implantın stabilitesinin sağlanması başarının en önemli ön koşuludur.
İmplant başarısında; implantta hareketlilik (mobilite), çiğneme sırasında ağrı, enfeksiyon, uyuşukluk (parestezi) gibi belirtilerin ve çevresinde kemik kaybının olmaması gibi kriterler önemlidir. Hastanın fonksiyonel ve estetik kriterleri sağlanarak yaşam kalitesini artırması beklenir. İmplant çevresinde görülen hastalıklar nelerdir?
İmplantları çevreleyen yumuşak dokularda mikrobiyal biyofilm olarak adlandırılan, yetersiz ağız bakımı nedeniyle plağa bağlı olarak oluşan bakteriyel kaynaklı kemik ve dişeti dokularında meydana gelen enfeksiyon durumlarıdır. Diş implant uygulamalarının yaygınlaşmasıyla implant çevresi hastalıkların görülme olasılığı ve sıklığı da giderek artış göstermektedir. İmplant çevresinde görülen iki hastalık durumu tanımlanmıştır.
Peri-implant mukozitis; İmplant çevresindeki dişetinin iltihaplanmasıdır. Ancak etrafındaki destek kemik kaybı olmaksızın görülen hastalığıdır. Dişetinde kızarıklık, kanama ve ödem gibi iltihabın klasik bulguları mevcuttur. Peri-İmplantitis; implant çevresindeki dişetindeki enfeksiyonun kemik dokusunu etkilemesiyle destek kemiğin ilerleyici kaybı ile görüldüğü iltihabi bir hastalıktır.
Periimplant mukozitisde görülen dişeti kanaması, ödem ve kızarıklık bulgularına ilaveten peri-implantitisde implant çevresinde ağrı, hassasiyet, iltihap akıntısı (süpürasyon) ve kemik kayıpları mevcuttur. Kemik kayıpları hekim tarafından klinik ve radyolojik olarak tespit edilir. Hastalığın ileriki aşamalarında implant hareketliliği ve kaybı görülebilmektedir.
İmplant hastalıkların ortaya çıkma riskini artıran faktörler nelerdir?
İmplant hastalıkların meydana gelmesi ve ilerlemesinde sistemik ve lokal faktörler etkili olmaktadır.
Plağa bağlı olarak oluşan bakteriyel enfeksiyon implant hastalıkları için en önemli faktör olmakla birlikte bu faktörler başlıca hastayla ilgili, klinisyenle ve implant üstü protez planlamasıyla ilişkili olabilir.
Hastayla ilgili faktörler; dişeti hastalığı (Periodontitis) öyküsü, sigara kullanımı, ağız hijyeninin yetersiz olması, kontrol altında olmayan diyabet, kardiyovasküler hastalık ve romatoid artrit gibi sistemik hastalıklar.
Klinisyene bağlı faktörler; implant uygulaması öncesi kemik ve yumuşak dokunun varlığı hekim tarafından çok iyi değerlendirilmelidir. Kemik hacminin ve yoğunluğunun yetersiz olduğu durumlarda osseointegrasyon başarısız olabilir. Bu durumlarda kemik ve yumuşak dokuyu artıracak birtakım cerrahi uygulamalar sonrasında implantların yerleştirilmesi ile başarı elde edilebilir. Cerrahi uygulama sırasında implantın hatalı konumlandırılması implant üstüne yerleştirilecek protezin fonksiyon ve estetiği açısından risk oluşturabilecek durumlara neden olabilir. Protez planlamasıyla ilgili faktörler; İmplant üstü restorasyonunun hatalı tasarlanması plak retansiyon alanları oluşturacağından dolayı enfeksiyon riskine ve çiğnemede aşırı yüke neden olacaktır.
İmplant tasarımı ve yüzey özellikleri gibi diğer faktörler de implant hastalıkları için risk oluşturabilir. İmplant yüzeyindeki dişeti genişliğinin ve kalınlığının yetersizliğinde hasta oral hijyenini sağlamakta zorlanmakta ve patojen mikroorganizmaların implant yüzeyine kolonize olması kolaylaşmaktadır. Dolayısıyla bu durum peri-implant hastalıkların gelişmesine sebep olabilmektedir. Dokunun artırılmasıyla bireyin ağız bakımı uygulamalarını daha etkili şekilde yapması sağlanarak enflamasyon durumu engellenmektedir.
İmplant sağlığı nasıl korunur?
İmplant uygulamaları öncesinde hasta seçimi, ayrıntılı muayene ile risk oluşturabilecek faktörlerin belirlenip uygun planlama ve takiplerin yapılması komplikasyon risklerini en aza indirecek ve implantların hastalanması engellenmiş olacaktır.
Hasta tarafından ağız hijyenin sağlanması (dişlerin fırçalanması, diş ve implant etrafında biriken plakların temizlenmesi için dişipi veya ara yüz fırçası kullanılması) ve takip eden dönemde diş hekimi tarafından düzenli kontrollerin yapılması, destekleyici bakım yani idame aşaması implant sağlığının korunmasında oldukça önemlidir.