Rahim Ağzı Kanseri

Prof. Dr. Gülçin GÜLER ŞİMŞEK
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Kliniği

Rahim ağzı kanseri dünya çapında kadınlar arasında dördüncü en yaygın kanser türü ve kanserden ölüm nedenidir. Kadınlar arasında meme kanseri en sık teşhis edilen kanser ve kanser ölümünün önde gelen nedenidir, bunu kolorektal ve akciğer kanseri (insidans açısından) takip eder. Dönelim tekrar rahim ağzı, diğer adıyla servikal karsinoma. Hastaların çoğu 40-54 yaşındadır. Hastalığın ölüme götürmesinin önlemi tüm dünyada yürütülen tarama programlarıdır. Bu programlar hem servikal kanseri hem de bu kanserden ölümü yani mortaliteyi azaltmakta ve önlemektedir.

En yaygın rahim ağzı/servikal karsinom türü skuamöz hücreli karsinomdur. Servikal skuamöz hücreli karsinomların çoğu yüksek riskli insan papilloma virüsü (HPV) ile ilişkilidir ve öncü bir lezyon olan yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyondan (HSIL) kaynaklanır. Bu tümörler öncelikle HPV 16 ve HPV 18 ile ilişkilidir (HPV 16 > HPV 18). Düşük gelir kaynaklı ülkelerde ve yeterli sitolojik tarama yapılmayan kadınlarda daha yaygındır.

HPV enfeksiyonu özellikle adölesan ve genç erişkin yaş grubunda sık görülmektedir. Neyse ki çoğu HPV enfeksiyonu da spontan regrese olmakta yani gerileyebilmektedir. Bazı yüksek riskli HPV tipleri ise rahim ağzında bir lezyon geliştirip, uzun yıllar içerisinde gerilemeyen lezyonlar kansere ilerleyebilmektedir.

Peki bu kanser riskini artıran faktörler neler? Öncelikle virüsün tehlikeli, yani yüksek riskli tipleri ile enfekte olmak! Hangi tipler bunlar bakalım: HPV tip 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 59, 68. Diğer risk faktörleri ise: cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması, enfekte kişilerle cinsellik, bağışıklık yani immün sistem eksikliği, uzun süreli sigara kullanımının varlığı, aile öyküsünün varlığıdır.

Klinik hiçbir bulgu vermeden başlangıç yapmasından ötürü servikal tarama programları başlamıştır tüm dünyada. Bulgusu, yani şikayeti ve belirtisi olmayan bir kadında, rahim ağzından alınan sürüntü yaymasının sitolojik incelemesi anormal olabilmektedir. Bir enfeksiyonun bizde kanser oluşturmasına engel olan çok önemli bir buluştur bu.

Bazı hastalar ise rahim ağzında kitle, vajinal kanama veya akıntı, ağrı, idrar semptomları (anüri yani idrara çıkamama veya üremi yani idrarda kan görülmesine yol açan üreter tıkanıklığı, hematüri, sık idrara çıkma, vezikovajinal fistül yani mesane ile vajina arası anormal kanal gelişmesi), gastrointestinal semptomlar (tenesmus yani bağırsak dolu olmadığı halde sürekli ıkınma hissi, rektovajinal fistül yani kalın bağırsak ile vajina arası anormal kanal gelişmesi), ileri tümörlerde alt ekstremitelerde lenfödem ile prezente olabilmekte, hastaneye başvurabilmektedir.

Bu hastalığın tanısı biz patologlar tarafından konulur. Patoloji doktorlarını duymayan var mı?

olabilir aranızda. Bizler gizli kahramanlarız. Neden gizli? Çünkü sizler değil, hücrelerinizi ve dokularınız bizlere gelir, bizlerle tanışır. Bizler sizde bulunan, sizi oluşturan hücrelerinizi muayene eder , inceleriz. Hücrelerinizin bize anlattıklarını yazar, raporlar ve imzalarız. Sizler de bu tanılara göre takip ve tedavi edilirsiniz. Biyopsi veya eksizyonel materyalin histopatolojik incelemesini ışık mikroskoplarımızla yapıyoruz. Normal bir dokudan farklılık oluşturan değişiklikleri tanımlayıp, şüpheli bulduğumuz hücrelere ek boyalar uygulayarak hastalıklara tanı verip raporluyoruz.

Biyopsi yetersiz geldiğinde, klinik ve radyolojik bulguları da ekleyerek tanımızı destekleyip yorumlu sonuçlar yazarız. Hastalık şüphenizin azlığında takipte kalınabilir veya biyopsi tekrarına gidilir. Radyolojik Manyetik rezonans görüntüleme, şüpheli tümöral lezyonun kapsamını değerlendirmek için tercih edilen görüntüleme yöntemidir. Ultrason muayenesi de kullanılabilir. Lenfadenopati ve metastatik hastalık en iyi bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilir. Pozitron emisyon tomografisi de metastazları ekarte etmek için kullanılabilir.

Hastalık evresi, hasta yaşı, invazyon derinliği, hastalık hacmi (vücuttaki , tuttuğu organdaki miktarı), lenfovasküler invazyon yani tümör hücrelerinin damarların içine girerek vücutta dolaşması, bizlerin verdiği ek prognostik faktörlerdir. Kanser tanısı verdiğimiz hastalarda tümör evresine göre genel 5 yıllık hastalıksız sağ kalım belirlenmekte ve buna göre hastalarımız takipte kalmaktadırlar.

Tedavi için de Uluslararası Kanser Federasyonu’nun, Kadın Hastalıkları ve Doğum (FIGO) ve Ulusal Kapsamlı Kanser Ağı (NCCN) evreleme sistemleri, serviks kanseri kılavuzları kullanılmaktadır.

Erken evre tümörler için konizasyon veya “loop” elektrocerrahi eksizyon prosedürü, daha yüksek evre tümörler için sentinel lenf nodu haritalamalı radikal operasyon uygulanır. Çıkarılan tümörleri de patolojik tekrar inceleriz.

Ne zaman bedeninizdeki hastalıklardan şüpheleneceksiniz? Her kadın düzenli muayene imkânı yok ise kendinde ortaya çıkan değişiklikleri farketmeli. Kanserler açısından kendinizi ve ailenizi taratmalısınız. Örneğin meme kanseri tanılı yakınımız varsa, kendi mememizi düzenli palpasyon yani dokunmakla muayene etmeliyiz. Rahim ağzında bulunan lezyonlarda bu mümkün değil. Peki bu durumda ne yapmalıyız? Bütün dünyada yaygın takip yöntemi olan servikal yayma örneğinin tarafımızdan düzenli patolojik incelenmesi, diğer adıyla servikovajinal “smear” patolojik raporlanması gereklidir. Kadın doğum uzman doktorlarımızın muayenelerinde, tümöral lezyonlar, erken dönemde, kırmızı, ufalanabilir, sertleşmiş veya ülserli lezyon veya kabarık alan şeklinde, geç dönemde ise ekzofitik, papiller, polipoid, nodüler veya ülserli kitle şeklinde izlenebilir. Geç dönem veya ileri evrede kanserler ise çevredeki yapılara infiltrasyonlu derin invaziv kitle şeklinde görülebilir. Bu lezyonlar da opere edilip tarafımıza inceleme amaçlı gönderilir. Hastamızda lezyonun kalıp kalmadığını, hastalık evresini patoloji doktorları olarak raporlarımızda belirtiriz.

Hepinize sağlıkla mutlulukla huzurla dolu nice güzel günler dilerim. Görüşmek dileğiyle.