Prof. Dr. Gülendam Bozdayı
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı
HPV’nin kültürü yapılamaz. Serolojik testlerin kullanımı kısıtlı ve zordur. HPV DNA’nın moleküler tespiti günümüzde HPV tanımlamasında altın standarttır. HPV DNA testlerinin servikal kanser öncesi lezyonları tespit etmede duyarlılığı yüksek olup %95-100 arasında değişmektedir. HPV DNA testlerinde özellikle yüksek riskli gruptan tip 16 ve 18 ayrıca diğer yüksek riskli HPV tipleri araştırılabilmektedir. Pap smear ve HPV DNA’nın moleküler tespiti ile primer tarama, smear sonuçları belirsizlik içeren kadınlarda tanı ve tedavi algoritmasının oluşturulması ve tedavi görmüş kadınların takibi yapılabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileriyle ülkemizde T.C. Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Tarama Programı uyarınca 30-65 yaş arası kadınlara 5 yılda bir HPV-DNA testi ile tarama yapılmaktadır.
HPV Aşıları
Enfektif virüsün serviksin bazal tabakasına ulaşmasını engelleyen ve ilerde genital siğil ya da serviks kanseri oluşturmasına engel olan lisanslı koruyucu (profilaktik) aşılar bulunmaktadır. Bu HPV aşıları hiçbir enfektif partikül içermediğinden enfeksiyon ve kanser riski yoktur. Güncel onaylı HPV aşı tipleri şunlardır:
- Bivalan(ikili) tip 16 ve 18
- Kuadrivalan(dörtlü) tip 16, 18,6 ve 11
- Nanovalan (dokuzlu) tip 16,18,6,11,31,33,45,52,58
Aşılar içerdiği HPV tiplerine göre kadınlarda serviks, vulva, vajina, anal ve bazı baş boyun kanserleri ve genital siğillere; erkeklerde anal, bazı baş boyun kanseri ve yine genital siğillere karşı yüksek koruyuculuğa sahiptir(% 98-100).
Çeşitli çalışmalara göre virüs ile henüz karşılaşmadan (cinsel aktivite başlamadan) aşının yapılması ile maksimum fayda alınmaktadır. Dolayısıyla aşı için 9-26 yaş arası önerilmektedir. Daha ileriki yaşlarda aşılanma ile yine fayda alınabilmekte ancak klinik uzman görüşü alınmalıdır.
Aşı, kas içine 3 doz olarak uygulanmaktadır. Ancak 2024 yılı itibariyle Amerikan Kolposkopi ve Servikal Patolojiler Derneği (ASCCP) rehberlerinde aşının 9-15 yaş arasında uygulandığında tek doza düşürülebileceği ve yine oldukça etkili olduğu açıklanmıştır. Bu konuda çalışmalar devam etmektedir.
Ayrıca kanser ve kanser öncesi lezyonları olan hastalarda direkt tedaviye yönelik aşılar hakkında çalışmalar yapılmakta ve umut vadetmektedir