Sporcu Ortopedist Prof. Dr. Ahmet Atay

Ahmet Atay kimdir?

Ben 1965 yılında Norveç’te doğdum. Okul hayatım Ankara’da geçti. Ankara Atatürk Anadolu lisesinden mezun olduktan sonra, Tıp Eğitimimi Hacettepe Üniversitesinde yaptım. Ortopedi ve Travmatoloji ihtisasını da Hacettepe Tıp Fakültesinde tamamladım. Halen aynı bölümde Profesör Doktor olarak çalışmakta ve eğitim vermekteyim.

Spor hayatınızın neresinde?

Hayatımın önemli bir parçasıdır. Küçük yaşlardan beri sutopu, masatenisi, tenis, windsürf gibi bir çok spor dalını denedim ve yaptım. Ama tüm bunların arasında bugün halen vazgeçilmez olan kayak ve golf diyebilirim. Bu spor dallarını yapabilmek için her türlü fırsatı değerlendiririm. Haftada en az bir kez golf oynamaya çalıyorum. Yaklaşık 45 yıldır kayak, 20 yılı aşkın da golf oynamaktayım. Bu sporlara ek olarak son yıllarda hafta da iki kez yürüyüş, kürek gibi kardiyolojik egzersizleri de rutinime ekledim.

Bir ortopedist olarak spor yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?

Yapılan spora özel ısınma ve esneme hareketlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız spor dalından bağımsız olarak genel kondisyonumuz (vücut ağrılığı, kalp akciğer kapasitesi, sağlıklı eklemler vb.) açısından kardiyolojik aktiviteleri düzenli olarak yapmalıyız. Hangi sporu yaparsak yapalım, genel durumumuzu ve yaşımızı göz önünde bulundurmalıyız. Yaptığımız spor dalına ait malzemeleri özenle seçmeliyiz.

Ortopedist olmanızda sporcu olmanızın etkisi var mı?

Aslında ben ortopedi branşını seçerken, ülkemizde ve dünyada spor yaralanmalarına özel tedavi yöntemleri pek gelişmemişti. İhtisasımın son yıllarına doğru endoskopik eklem cerrahisinin uygulanmasıyla beraber sporcu ve spor yaralanmalarına tedavi yöntemleri hızla gelişti. Ben de aktif ve lisanslı bir sporcu ve doktor olarak, bu konuda ilerledim. Bugün her yaşta, hem amatör, hem profesyonel sporcuları tedavi etmekten mutluluk duyuyorum.

Golf için söyleyecekleriniz var mıdır? Golf Türkiye’de nasıl bir öneme sahip?

Bize biraz golf sporundan bahseder misiniz? Golf, doğada özel olarak yapılmış bir golf sahasında golf sopası ve küçük sert bir golf topuyla oynanan oyundur. Oyunun amacı, sahanın belirlenmiş 18 parkurunu (çukurunu) golf topuna en az vuruş yaparak tamamlamaktır.

Golfçünün gerçek rakibi diğer oyunculardır. Fakat saha zorlayıcı olduğundan rakip “golf sahasının kendisi” olarak görülür. Golf, iki ana prensip üzerine inşa edilen kurallar üzerinde durmaktadır: Oyuncuya ve sahaya saygı.

Bu prensiplere sıkı sıkıya bağlı hareket edilmesi sayesinde bu spor bu kadar yaygınlaşmış ve sevilmiştir. Golfün geçer akçesi “saygı”dır. Her yaşta golf oynanabildiği için, dünyada en çok lisanslı oyuncusu olan spor dalıdır.

Golf sahası, hava durumu gibi değişkenler sebebiyle bu sporu hatasız uygulamak çok kolay değildir. Bu da bu spora tutkuyu arttırmaktadır. Günümüzde çok ilgi çeken ve milyarlarca dolar değerinde bir endüstri olmuştur. Türkiye’de golf, 1895 yılından bu yana oynanmaktadır. Uzun bir geçmişi olmasına karşın, küçük bir golfçü grubu olarak kalmıştır.

Türkiye Golf Federasyonu 1996 yılında kurulmuştur. Golf oynayanların sayısı yedi bini geçmiştir. İngiltere’de yediyüzbin lisanslı golf sporcusu olduğu düşünülürse, bu sayı oldukça azdır. Golf, Türkiye turizmine oldukça büyük katkı oluşturmaktadır, sezon dışı Akdeniz bölgesindeki otellerin tam kapasite çalışmasını sağlamaktadır.