Prof. Dr. Berkant ÖZPOLAT
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Göğüs Cerrahisi Kliniği Öğretim Üyesi

Tıpta palmar hiperhidrozis olarak tanımlanan ellerde aşırı terleme hastalığı, çocukluk hatta bebeklik dönemlerinde başlayan patolojik bir durumdur ve genç popülasyonda yaklaşık %1 lik prevelansa sahiptir. Terleme fizyolojik yani normal bir durum olsa da aşırı terleme fiziksel ve ruhsal birçok sıkıntıyı beraberinde getirebilmektedir. Ailelerin gözünden kaçabilen veya önemsenmeyen bu durum çocuğun sosyal hayatını, derslerde olan başarısını ve öz güvenini etkileyebilmektedir.

Terleme vücudun ısı dengesini ayarlayan bir yöntemdir.Doğuştan getirdiğimiz ve çoğu zaman genetik olan özellikler, her insanda terleme miktarını ve terleyen bölgeleri belirler. Tıbbın patolojik kabul ettiği şey terleme değil, aşırı terlemedir. Altta yatan bir organik bir hastalık olmadan bölgesel olarak aşırı terleme “primer lokal hiperhidrozis” olarak adlandırılmaktadır. Yüz, saçlı deri, ense bölgesi, koltuk altları ve eller gövdenin üst kısmındaki aşırı terlemenin en sık gözlendiği bölgelerdir.

Ortamın fazla ısısı yanında heyecanlanma, kızgınlık, endişe benzeri duygusal bir uyarı, bazen kışın ortasında bile kişinin terlemesine neden olabilir. Benzer şekilde, herhangi bir fiziksel aktivite yapılmasa dahi, yüz, koltuk altı ve ellerde zaman zaman damlama şeklinde aşırı terleme görülebilir. Terlemenin yarattığı stres, terlemeyi daha da artırmakta ve ortamdan veya stresörden uzaklaşılmadığı sürece bu kısır döngü devam etmektedir.

El terlemelerinde kişilerin genellikle 12-13 yaşlarında muayeneye getirildiğini görmekteyiz. Bu yaşlarda ortak sorun sınav kâğıtlarının ıslanmasıdır. Ebeveyn ve öğretmenler çocuğun ellerini sınav esnasında, havlu, peçete benzeri yöntemlerle kurulamaya çalıştıklarını, hatta annelerin çocuklara bezden eldiven yaptıklarını görmekteyiz. İleri yaşlarda ise hastalar özellikle tokalaşırken veya el ele tutuşurken sıkıntı yaşamaktadırlar. Koltuk altı terlemesi ise genellikle ergenlik yaşından sonra artmakta ve hastanın hayatı boyunca devam edebilmektedir.

Primer bölgesel terleme tanısı konulabilmesi için terlemenin,

  1. Bölgesel olması,
  2. Gözle görülebilir derecede olması,
  3. Altta yatan başka bir neden olmadan en az 6 aydır devam etmesidir.

 

Bunlara ek olarak şu kriterlerden en az ikisini bulunması gereklidir.

  1. İki taralı ve simetrik olması,
  2. Kişinin günlük aktivitelerde sorunlara yol açması,
  3. Her hafta en az bir kez olması
  4. 25 yaşından önce başlamış olması,
  5. Ailede benzer hikayenin olması ve uykuda terlemenin kesilmesidir.

 

El terlemesi genellikle bebeklik döneminde başladığı aile tarafından fark edilmektedir, koltuk altı ve yüz terlemesi ile birlikte de görülebilmektedir. Özellikle koltuk altı bölgesinin eklenmesi görüntü dışında istenmeyen ve çoğu zaman engellenemeyen ter kokusuna da neden olmaktadır. Gelişme çağında olan bireyde utanma duygusunun başlaması kendini öncelikle arkadaş ortamından soyutlama ilk gözlemlenen sorunlar olmaktadır.

Doktora hangi durumlarda gidilir ve ne kadar fayda sağlanabilir?

Yukarda sayılan bu kriterlere uygun hastalar medikal ve cerrahi tedaviden fayda görmektedirler. Medikal tedavide uygulanan yöntemler bölgesel ve sistemik olarak ikiye ayrılabilir. Ter kesici antiperspirantlar (roll-on, sprey, solüsyon, krem) en sık kullanılan bölgesel yöntemlerdir. Bunların bir kısmı değişik konsantrasyonlarda alkol veya metalik maddeler (aluminyum klorid vs.) içermektedirler. Bazı bünyelerde ciddi tahriş ve ciltte geri dönüşümsüz renk değişikliklerine (kararma) neden olabilirler.

Eller ağza veya göze değdiğinde tatları acıdır ve tüm mukozada olduğu gibi gözde de irritasyona (acıma, yanma, sulanma) neden olur. Diğer bir yöntem olan iyontoferez, bir kap içinde ellere düşük voltajlı bir akım uygulanması ile ter salgısının azaltılması, engellenmesine yönelik bir yöntemdir. Günümüzde en sık başvurulan diğer bir yöntem botox olarak adlandırılan botulinum toksin A nın terleyen vücut bölgelerine injeksiyonudur. Ellere uygulanması oldukça can yakıcıdır ve terleme tam olarak kesilememektedir.

Koltuk altı uygulamaları daha başarılıdır.

Yukarıda belirtilen bu tıbbi yöntemlerin ne yazık ki hiçbiri kalıcı değildi. Botox injeksiyonu en çok 4-6 ay sonrası etkinliğini yitirir ve antiperspiran ve iyontoferez diğerleri günlük çözüm sağlayabilir.Bölgesel terlemeler olan el, koltuk altı ve yüzdeki aşırı terlemelerin tedavisinde kalıcı çözüm %95 üzeri hasta memnuniyeti ile cerrahi tedavi yöntemidir. Tüm dünyada bu ameliyatlar Göğüs Cerrahları tarafından yapılmaktadır. Ameliyat günümüzde tek porttan (tek giriş deliği) yarım santimden küçük bir delikten kamera yardımı ile yapılan, VATS olarak adlandırılan bir yöntemle yapılmaktadır. Ameliyat sempatik zincir ve ganglion denilen aşırı uyarı vererek terlemeyi artırdığı kabul edilen sinirlerin iptal edilmesi temeline dayanmaktadır. Bu işlem sinirin klipsle sıkıştırılması veya ablasyon yöntemleri ile yapılmaktadır. Ameliyat süresi ve ameliyat sonrası toparlanma süresi oldukça kısadır. Hastalar genellikle aynı gün taburcu edilmektedir.

Ameliyat sonrası terleyen bölgenin terlemesi kesildikten sonra vücudun sırt, bel göğüs benzeri herhangi bir bölgesinden terleme %6 civarında görülebilmektedir. Birçok hasta bu bölgelerden olan terlemeleri önemsememektedir.

Ameliyat olmaya karar veren hastalarımızın büyük bir kısmı daha önce ameliyat olan tanıdık ve yakınlarının memnuniyeti sonrası kliniğimize başvurmaktadır. Tüm hastalar multidisipliner bir şekilde farklı Anabilim Dallarının değerlendirmesi sonrası, bir-iki gün süren tetkik ve tahliller yapıldıktan sonra uygun olan vakalar seçilerek ameliyat planlanmaktadır. Bu sayede işlemin başarısı ve hasta memnuniyeti artmaktadır.

Terlemeye yönelik medikal veya cerrahi için başvurabileceğiniz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi, Türkiye’nin dört bir yanından, hatta yurtdışından başvuran hastalara tedavi seçenekleri sunmaktadır.

Sağlıcakla kalın…